Bu Bayram Kibrimizi ve Öfkemizi Kurban Edelim

zumer-suresi-9912

Bayram af günüdür, barış günüdür; bayramlar rahmete giriş günleridir. Önümüz Kurban bayramı, yani af ve barış günü, fakat ülkemiz iki senelik bir ateşkesin ardından pis bir savaşa teslim olmuş durumda ve bu yangın her geçen gün ocaklara biraz daha acı düşürüyor. Binlerce yıldır kurulup yıkılmış zalim iktidarlara rağmen, iç içe ve kardeşçe yaşayarak bir ümmet olmuş halklar maalesef kör bir şiddet sarmalında kavruluyor. Hâlbuki, bu topraklarda yaşayan her canlının ruhunda yer alan, tarih kadar eski ve kutsal bir hakikat var: Kardeşlik.

Ülkemizde cana kıymanın katliamla eşdeğer görülmesi, türküye, şiire, deyişe, nefese dökülmüştür. Gönül incitmenin, namazı geçersiz sayan bir kötülük olduğu anlayışıyla kardeşleşmenin, yetmiş iki millete bir nazarla bakmanın, bir arada kardeşçe yaşamanın güzel örnekleri verilmiştir. Fakat bizler, komşular olarak birbirimizin yüzüne bakamayacak ve hesap günü Rabbimizden bağışlanma dileyemeyecek bir halin içine düşmeye başladık.

Allah Hz. İbrahim’e en sevdiğini kurban etmesini emrettiğinde o, gözünü kırpmadan Rabbi’nin emrine uymuş ve evladını kurban etmeye hazırlanmıştı. İbrahim Peygamber’in bu teslimiyeti bıçağı insandan hayvana çevirmişti. Rabbimiz bize artık en sevdiklerimizi değil, kestiğimiz her kurbanla, nefsimizde Allah’ın emrine aykırı ne kadar şey varsa onları kurban etmeyi buyurdu ve “Ey İbrahim, sen şimdiden o rüyanı yerine getirmiş oldun. İşte iyilik yapanları biz böyle ödüllendiririz” dedi.

Dinin sahibi olan Allah’tır ve hepimiz mutlaka bir gün O’na hesap vereceğiz. Kuran’a ve O’nun adalet ve sulh çağrısına uyduğumuz, Kuran’ın emri doğrultusunda uzak ve yakın komşumuzla paylaştığımız ölçüde Müslüman olabiliriz. Kuran, Şuara suresi 151. ayette “Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin” der. Gelin bu topraklarda yaşayan her canlının ruhunda yer alan etmiş hakikati, kardeşliğimizi hatırlayarak bu gidişattan razı olmadığımızı söyleyelim.

Bir kurban bayramının arifesinde, uçurumun kenarında bekleyen bir toplum olarak bayram edeceğiz. Kurbanlarımız hazır, evlatlarımızı ve kendimizi kurban edeceğiz. Galiba fermanı verilmiş, bir bayram daha yaşayacağız. Gelin buna razı olmadığımızı söyleyelim.

Bin yıllık komşuluğun hükmü birilerinin oy planlarına heba edilmesin. Bu bayramda ‘evladımız gibi sevdiğimiz’ kibrimizi ve öfkemizi kurban edelim… Sulhun salih amel işleyenlere nasip olan bir nimet olduğuna dair imanımızı tazeleyelim.

Bizler Emek ve Adalet Platformu olarak sesleniyoruz ve diyoruz ki, bu kurban bayramında silahları susturalım, artık sevgiye en çok layık olanları, yani evlatlarımızı kurban etmeyelim. Türklerin sahip olduğu tüm haklara, Kürtlerin de sahip olduğu, bir tarağın dişlileri gibi eşit ve kardeşçe bir millet, emrolunduğumuz adaletin yerini bulduğu, örnek ve herkese açık bir ümmet olarak yolumuza devam edelim. Şüphesiz ki Rabbimiz bu amelimizden dolayı bizi tıpkı Hz. İbrahim’e yaptığı gibi ödüllendirecektir.

Emek ve Adalet Platformu

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir