Serapool’ün Kadın İşçilerinin Mücadelesi Tam Gaz Sürüyor

Serapool işçilerinin hazırladığı programdan birkaç gün önce işçileri ziyarete gittik. Direnen işçilerin morallerini en son onları gördüğümüzdeki gibi oldukça yüksekti. Direnerek Ramazan’ı da geçirmişlerdi. İşçilerden birinin ifade ettiği gibi ‘‘Bizi açken vazgeçiremediler, tokken hiç vazgeçiremezler’’ diyorlardı. Disk Gıda-İş’ten İbrahim Kızılyer’de oradaydı. Hemen yanlarına oturup ne oldu ne bitti diye muhabbete daldık.

Konu direnişte kadınların direnişteki rolünün daha baskın olmasına geldi. İbrahim Kızılyer; kadınların toplumdaki yeri açısından düşünürsek iki üç direnişi birden yaşadıklarını, herkesin evde çocuğu, bulaşığı olduğunu, direnişe katıldığı için evde sorun yaşayan kadınların olduğunu belirtti. ‘‘Kadınlar olmasa buradaki direniş yürümezdi. Divan direnişini de yürütemezdik’’ dedi. İşçilerden Cemal abi de ekledi: ‘‘Kadınlara borçluyuz bu direnişi. Kadın beşiği salladığı gibi dünyayı da sallıyor’’.

2

İbrahim abi devam etti: ‘‘Kadınlar erkekleri eyleme sürüklüyor. Erkekler daha arkada dururken kadınlar gittiği yerlerde buranın taleplerini açık ve gür bir sesle anlatıyorlar. Anneliğin verdiği bir yükümlülük hissi var. Ve çocukları için buradaki haklarını sonuna kadar almak istiyorlar. Dedikoduya filan aldırış etmiyorlar. İçeriden iftira ediliyor bunlar terörist diye. Siyasi ortamın da etkisiyle direnmeyi iyice zorlaştırıyorlar. Toplumun cefasını da kadınlar çekiyor. Üstlerinde katmerli bir baskı var. Burada öne çıkmaları bile erkeklerce yadırganıyor. Burada kadınların direnişe önderlik etmesi Ülker’deki arkadaşlarınkine benzer başka bir motif olarak görülmeli. Direniş olan diğer yerlerde de kadınlar başı çekiyor.’’

Biz bunları konuşurken yan tarafta da işçilerden birinin doğum günü kutlanmaktaydı. Direnmenin bir aile sıcaklığı içinde gerçekleştiği Serapool ’de muhabbete devam ettik:

‘‘Kadınlar yapılacak eylemlerin daha çok peşine düşüyor. Burada çalışan kadınların kaybedecekleri çok şeyleri var. Sendikanın parası var mı vs. diye bakmadılar. Burada durup kapitalizme karşı slogan atan kadınla Beyoğlu’ndakinin arasında farklı bir sınıfsallık var. Bu gerçek devrimci, toplumu değiştirecek kadındır. Kadın mücadelesi deyince diğerlerini küçümsemiyorum ama hep burjuva kadının rolü öne çıkarıldı’’.

3

İşçilerden Sezgül Abla’yla konuşmaya devam ettik. ‘‘Maaşlar aşırı azdı. Yetkililere maaşımdan utandığımı belirtince ‘E abla sen de başkalarına bin beş yüz, iki bin alıyorum de; yapacak bir şey yok’ dediler. Karşılığını alamadığın için çok şevkle de çalışamıyorsun. İşten kaytarmam zaten. Eski işimde de 96’da direnmiştik. Üç günden sonra anlaşabilmiştik’’.

Abla sendikalaşmanın nasıl güzel bir şey olduğunu anlattı: ‘‘Zaten tecrübem var biliyordum. Diğer arkadaşların su içmeye bile zamanı olmuyordu. Havalandırma diye bir şey yoktu. Mücadele etmezsek haklarımızı alamayız. Buraya işe gelir gibi geliyorum. Hatta daha erken geliyorum. Evden de çevreden de destek var hakkınızı arayacaksınız diyorlar’’.

Abla diğer direnen işçilerin de inşallah direnerek haklarını alacaklarını belirtti. ‘’Divan pastanesindeki arkadaşların yanına da gittik. Hatta yeryüzü sofralarına katıldık. Hepimiz ekmeğimizin peşindeyiz. Hepimize Allah yardım etsin. Direne direne kazanacağız inşallah’’.

Kadın işçilerden de manevi destek beklediklerini. Herkesin burayı gelip görmesini dilediğini, gelmeyenin bilemeyeceğini sözlerine ekledi.

4

Ağustos’un 7’si Cuma akşamı da düzenledikleri programa katıldık. Pendik Kadın Dayanışma Derneği’nin desteğiyle düzenlenen programda sadece çocukları söz konusu olduğunda geri adım atacaklarını belirten işçiler direnmeye devam edeceklerini söylediler. Geceye diğer direnişlerden de işçiler katılmıştı. Sonra işçilerin mücadelesini anlatan sinevizyonu izledik.

Daha sonra işçilerin hazırladığı tiyatro oyununu izledik. Oyunda direnişe geçme sürecini, hangi haksızlıklarla karşılaştıklarını, patronun onları nasıl gördüğünü espri bir dille canlandırdılar. Sonrasında müzik başladı. Bir iki hüzünlü efkârlı parçadan sonra halaya geçildi. Biz de yapabildiğimiz kadarıyla halaya iştirak ettik. Program baştan sonra aile sıcaklığı içerisinde, çocukların koşuşturmaları arasında gerçekleşti.

Geceye katılan HDP milletvekili Levent Tüzel de bir konuşma yaparak işçileri kadın derneğine üye olmaya davet etti. Şartları iyileştirmenin ve diğer işçilere örnek olmanın önemli olduğunu, kazanımın ancak mücadele yoluyla olacağını belirtti.

7

9

10

11

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir