Gezi Hissiyatları ve Güvercin Günlükleri

Gezi parkında yaşananlara dair güzel bir sohbeti paylaşayım istedim.

Gezi parkında başlayıp ülkeye yayılan toplumsal harekete kategorik olarak müspet bakma imkanımı ne yazık ki yitirdim.

Bunun sebebi, hareketi belirlemese de rengini katan saldırgan kemalizmin yapıp ettiklerine dair yaşadığım ve yaşayanlardan duyduğum onlarca hadise.

Ancak bu hadiseler, hareketi topyekün değersizleştirmek ve karalamak için yeterli değil. Çünkü karşı karşıya olduğumuz şey kemalizmden ibaret değil.

Bizim mahallenin bir bölümü istediği kadar kendini paralasın, öyle olması için dua etsin, öyleymiş gibi göstersin, öyle olduğuna inansın. Yok değil.

Kesinlikle değişik, dinamik, çok bileşenli, varolan örgütleri, yapıları ve repertuvarları aşan, indirgenmesi imkansız olan bir toplumsal hareketle karşı karşıyayız.

Toplumsal hareket gündelik dilde pek de kullanılmayan biraz akademik kaçan bir kavram. Ama önemli.

Toplumsal hareket, ortak bir kimlik inşa edip bu kimliği paylaşan, enformel ağlarla hareket eden bir grup insanın, çatışmacı bir kolektif eyleme giriştiği özel bir toplumsal süreçtir. Toplumsal hareketler bir organizasyon/örgüt değildir, yeri geldiğinde formel örgütleri de içerebilecek toplumsal ağlardır. (Donatella Della Porta ve Mario Diani. Social Movements: An Introduction. 2006. Malden: Blackwell Publishing, 20-25)

Yani nadiren ortaya çıkarlar ve karmaşık toplumsal olgulardır.

Bu hareket elbette ki nihai sonuçları itibariyle hayırdan çok şerre vesile olabilir. Buna kimse imkansız diyemez. Kurtlar sofrasında dönen dolaplara aklımız ermez.

Ama bu ihtimaller şunu değiştirmez: o ağaçlara ve parka gösterilen duyarlılık; başbakanın kibrine, polis şiddetine ve kışla/avm ucubesine gösterilen tepki haklıdır.

Bizler, müslümanlar, “bizimkiler yapıyorsa, başbakan söylüyorsa vardır bir bildiği” demekten vazgeçmedikçe; iyi, güzel, doğru, ahlaki olan “sahipsiz” kalacak, birileri de doğrusu-yanlışı-kendi meşrebiyle o bayrağı yerde bırakmayacaktır.

Bu memlekette birileri kibre, zulme, talana dur demelidir. Gönül ister ki onlar müslümanlar olsun.

İslam, müslümanların “kimlik ve menfaat kavgası” olmakla kalmayıp, tüm ülkeye, tüm coğrafyaya, tüm dünyaya umut olsun. Huzur ve adalet getirsin.

Bir zamanlar umut olarak gördüğüm başbakanımız, yeni alkol düzenlemesini siyasal kurnazlıkla değil samimi bir hissiyatla yapıyorsa, ondan faize dair bir adım beklemek benim hakkım. Madem alkol satışını filanca saatlerde yasaklayabiliyor, mesela bankaların çalışma saatini 15:00 ile sınırlasın. Her sıkıştığında “faiz lobisi”ni gösterip bizden arkasında toplanmamızı istiyorsa, böylesi bir düzenleme, faiz fitnesine karşı ufacık da olsa bir adım beklemek bizim hakkımız.

Madem laf arasında “Taksim meydanına camii de yapacaz” deyiveriyor, önce bir Ağa Camii’nin haline baksın. Demirören’in ucubesi yüzünden çatlayan, kullanılmaz hale gelen, “parası neyse veririz” kibriyle olaya yaklaşan Demirören’in “parayı kesmesi” sonrası tadilatı duran Ağa Camii’ye bir baksın. Bunun hesabını sorsun.

Sayın Erdoğan 1 Mayıs geriliminin hemen öncesinde açık açık topçu kışlasının “avm, belki rezidans” olacağını söyledi. [http://haber.gazetevatan.com/topcu-kislasi-avm-ve-rezidans-oluyor/534125/1/gundem]

Beni de arkadaşlarımı da çileden çıkartan bu olmuştu. [http://www.emekveadalet.org/arsivler/8757]

Kendisini eleştirenlere sürekli olarak “meseleye ideolojik yaklaşıyorlar” diyen sayın Erdoğan’a birilerinin, kapitalizmin bir ideoloji, AVM ve rezidansların da onun bugünkü mabedleri olduğunu anlatması lazım.

Bu hissiyatlarla baktığım için bir gözümün bir ucunu Gezi’den alamıyorum.

Meseleyi farklı ve ince bir yerden görmek için bu programı tavsiye ediyorum.

2 Responses

  1. Talha dedi ki:

    Allah razi olsun. Sonunda mesele bu sekilde bakmayi basarabilen bir musluman kardes buldum.
    Katiksiz ve utancsiz yalani ve kula kullugu hic bu kadar alenen gormemistim.

  2. mehmet talha dedi ki:

    Sizden de Allah razı olsun, dün gezi parkı olayları hakkında bir forum/istişare yaptık ve fikirlerimizin diğer müslümanlar arasında da karşılık bulduğunu gördük. Ortak imzacılarla birlikte, forum sonunda olgunlaşan yazıyı sitede duyuracağız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir