“Türkiye’deki işçi sınıfını, göçmeniyle yerlisiyle yeniden bir sınıf olarak düşünebilmek, ikna edici ve mümkün bir anlatının inşasıyla olur.”

2 Responses

  1. Ahmet Örs dedi ki:

    “İnandıkları ortak bir üst değer için mülkü bölüştüler, üretim araçlarını (toprağı) bölüştüler, yani işleri paylaştılar.”
    Fuat, yazıda dînî söylemin emek mücadelesindeki rolü bağlamında işlenen vurguyu da göz önünde bulundurarak şunu sormak istiyorum: Medine’de oluşan İslam kardeşliğinin (senin ortak üst değer diye tanımladığın) oluşum şekli sınıf hedefi bağlamında bir örnek olarak mı sunuluyor işçilere yoksa müslüman olup olmadan da dâhil olunabilecek (tartışmalı bir durum olacak elbette) mutlak (İslamî) bir ideal mi?

  2. Fuat dedi ki:

    Selamlar Ahmet abi. Mutlak bir ideal demek çok zor. Nacizane herhangi bir tarihsel örnekliğin (ya da çıkarımın) mutlak ideal hüviyeti taşıyabileceğini düşünmüyorum. Daha çok günümüz üretim-bölüşüm meseleleri ve göç meselesine dönük ibret alınabilir bir örneklik olarak düşünmek gerek sanırım. Tarihsel örnekler Kuran’daki ilkeleri tefsir ederken başvurabileceğimiz enstrümanlar gibi geliyor bana, Kuran’da ise mesele şu yalınlıkta evrenselleşirilmiş: “Daha önceden Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” Haşr-9

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir