Vahiy Kimsenin Tekelinde Değildir: Yasin Suresi- 30 Mayıs Cuma Hutbesi

Emek ve Adalet Platformu olarak Diyanet’in toplumsal sorunlara ve siyasi meselelere değinmeyen, İslam’ın sermaye lehine ve devlet onaylı yorumunu empoze eden Cuma hutbelerine karşı, her Cuma günü arkadaşlarımızın kaleme aldığı  Alternatif Hutbeyi okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.


“Bunun üzerine elçiler şöyle dediler: ‘Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz. Bizim görevimiz Allah’ın ayetlerini size açıkça tebliğ etmektir.’ Onlar da şöyle karşılık verdi. ‘Bize uğursuzluk getirdiniz. Eğer bu elçilik iddianızdan vazgeçmezseniz, bilin ki size çok ağır hakaretlerde bulunacak ve çok fena canınızı yakacağız.’” [Yasin Suresi, 16-18, Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Kur’an-ı Kerim Meali: Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri]

Kur’an’ın kalbi olan Yasin Suresi bizlere geçmişin masallarından bahsetmez. Hakikati tebliğ eden elçilerden bahseden kıssaya göre zulme abad olan çoğunluk vahyi duymazdan gelirken şehrin öteki ucundan koşup gelen biri “Ey kavmim, Gelin bu elçilere uyun!” der. Değerli Müminler, ne islamın taşıyıcılığı ne vahyin anlamı belirli zümrelerin tekelinde tutulamaz. Müslüman, “Her geleni Hızır bil!” ilkesi gereğince kimden geldiğine bakmaksızın hakikatten bahseden her cümleyi Allah’ın katından bir yardım, yol gösterici ve ayet bilir. Bu nedenle bu hutbede, yasaklatılması konuşulan vahyi anlama yollarından bir yol olan Mustafa Öztürk’ün ve Muhammed Esed’in Kur’an-ı Kerim Meali üzerinden “Kuranın Kalbi” Yasin Suresini ele alacağız. 

Sevgili Cemaat,

Peygamberler, vahyi hiçbir kavim ya da çıkar grubu adına değil; doğrudan Allah adına tebliğ etmişlerdir. Bu yüzden din, egemenlerin ideolojisine, imtiyaz sahiplerinin menfaatlerine indirgenemez. Kur’an, kimsenin malı, üst kimlik ideolojisi, propaganda aracı değildir. Kur’an insanlığa rabbin bir çağrısıdır. Apaçıklık iddiasıyla her mümine bir öğüt kitabıdır. Onun anlamı; zenginlerin, hükümdarların ya da seçkin ulemanın tekelinde değildir. 

Ama [tam tersine,] onlar, kendilerine yardım edecekleri [ümidiyle] Allah’tan başka ilahlar edindiler, [oysa bilmezler ki] (Yasin Suresi 74, Muhammed Esed, Kuran Mesajı, 

Sevgili Müminler,

Allah’a hakkıyla iman etmiş ve yalnızca O’nun kulu olduğunun bilincinde olan kimse yaratıcısından başka kimseyi rab edinmez. Liderler, imtiyazlı kimseler, mal, şöhret, hırs, ideolojiler ve kurulmuş sistemler onun tek ve bir olan ilahına yenilerini ekleyemez. Kendisine yeni putlar edinmez, ‘’La ilahe’’ demenin kulluktan başka her sıfatın bu dünyada geçici olduğuna iman etmek demek olduğunu bilir. Bu bilinçle yaşar ve dünyadaki tüm anlam bağlarını bu bilinç çevresinde inşa eder. 

Kıymetli İnsanlar,

Yaşadığımız dünyada türlü çıkar ilişkileri içerisinde Rabb’in rızasını gözetme hali kaybolmuştur. Bu rızadan uzaklaşarak Allah’tan başka nice kimseler için makul görünme çabası Müslüman cemaat arasında yayılmaktadır. Rab bizden iman etmenin bir gereği olarak yalnızca O’na ibadet etmemizi ve hatta yalnızca O’ndan yardım dilememizi ister. 

Yardımı ve her türlü dünyalık menfaati Allah’tan başka mercilerden beklemek yaratıcının özgür kullarını başkasının kul / kölesine dönüştürmektedir. Allah ancak özgür olanı vahyin muhatabı sayar ve yeryüzünün halifesi bilir. Başka rab yok diyemeyen her kul, Allah’ın yarattığı bu dünyada kendi kendisini köleleştirmektedir. Köleleştirilmiş bir insan ise ne vahyi anlayabilir ne adaleti tesis edebilir. 

Rabbimiz bizleri Kur’an’a kulak veren, anlayan ve onu yeryüzünde adaletle yaşatan kullarından eylesin. Amin.. 

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir