“ALLAH KADINLARI DUYDU’’ – 5 Eylül Cuma Hutbesi
Emek ve Adalet Platformu olarak Diyanet’in toplumsal sorunlara ve siyasi meselelere değinmeyen, İslam’ın sermaye lehine ve devlet onaylı yorumunu empoze eden Cuma hutbelerine karşı, her Cuma günü arkadaşlarımızın kaleme aldığı Alternatif Hutbeyi okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.
- Kapak fotoğrafı: “Kamusal alanda din hakkında konuştuğu için, erkekler tarafından ‘Kur’an yaktı’ iftirası ile linç edilerek öldürülen Ferhunde.”
Sevgili Müslümanlar,
“Meryem, çocuğu kucağında taşıyarak halkın içine çıktı. Şaşırdılar ve şöyle dediler: “Meryem! Gerçekten de sen görülmedik pek çirkin bir iş yaptın! Ey Hârûn’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir adam değildi; annen de iffetsiz bir kadın değildi!” (Meryem, 27-28)
Meryem kimdi? İffetsiz Meryem, babasız çocuğun annesi Meryem (Nisa, 156). Neydi Meryem’in boynunu büken, diline oruç tutturan? Susmuş muydu Meryem, sinmiş miydi? Kimin karşısında boynunu kaldırdı yerden, kime karşı Meryem oğlu İsa ve Rabbi ona şahit oldu? Yüce Rabbimiz neden onun suskun dilinin sesi oldu da tarihleri aşıp buyruğu ile onu bizim hafızalarımıza taşıdı?
Toplumunun, din adamlarının, erkeklerin biçtiği ahlak yasalarının oluşturduğu baskıyı, korkuyu, iffetsiz addedilmeyi nasıl yaşadı Hazret-i Meryem sevgili Müslümanlar?
“Âh! Keşke bu hâle düşmeden önce ölseydim de, unutulup gitseydim” (Meryem, 23) demişti. Kaç kadın dedi bunu toplumumuzda. Kaç kadın şiddet gördüğü için, toplumumuz tarafından belirlenen ahlak standartlarına uymadığı için, taciz edildiğinde yalnız bırakıldığı için ölmeyi diledi çevremizde? Kaçı hayata tutunmaya çalışırken, iffetsiz görüldüğü için, boynunu bükmediği için, sözüne itimat edilmediği, beyanı esas kabul edilmediği, sadece kadın olduğu için öldürüldü gözlerimizin önünde?
Aişe kimdi sevgili dostlar?
“Ümmetin anası, validemiz” demeden anılmayan o kadın kimdi? Sözüne inanılmayandı, beyanı karşısında erkeklerin beyanlarının kabul edildiği kadındı. Yolda bir erkekle başbaşa yolculuk yaptığı için iftiraya uğradığında Allah’ın Rasulü dahi erkekliğine yenildi ve ondan yüz çevirdi de Allah kendisini Aişe’ye şahit etti (Nur, 11). Aişe, Rasulullah ona inanmadığında evini terkederken Hazret-i Yakub’un sabrından dilendi Allah’tan. Taşları çatlatacak acıların sabrı, Yakub’un sabrı.
Bir kadın, toplum içerisinde yaşadığı sömürüyü, erkekler tarafından gördüğü cefayı kolay mı anlatır sanıyoruz değerli Müslümanlar? Ailesinin, arkadaşlarının, çevresinde kim varsa, belki en güvendiklerinin dahi sözüne itimat etmeme ihtimalini, işinden gücünden olma ihtimalini, anlattıkları karşısında iffetinin sorgulanmasını göze alarak çıkıyorsa bir kadın toplumun karşısına, ondan yüz çevirmek, iftiradır, haketmiştir, buna sebep olacak bir şey mutlaka yapmıştır yahut mutlaka rıza göstermiştir demek, Aişe’ye iftira edenlerle aynı hizaya yazar kişiyi.
Düşünelim sevgili Müslümanlar! Kime derdini nasıl anlatacaktı Meryem? Öyle düşünüyordu, bu babasız çocuğu kime, nasıl açıklayacaktı? Toplumunun onu yalancı, ahlaksız bir kadın olarak yaftalayacağının, yalnızlaştırılacağının farkındaydı. Sözünün hükmü yoktu mabedlerde kadınların bulunmasını toplumun en büyük çürümesi olarak gören erkeklerin nezdinde. O yüzden Allah şahidi oldu onun da, Kelimetullah İsa Peygamber şahit oldu ona.
Sevgili cemaat,
Havle binti Salebe kimdi? Sesi Peygamber tarafından duyulmayan, kocasından gördüğü psikolojik şiddeti Rasulullah’a duyuramayan o kadın kimdi?
“Allah, kocası hakkında sana müracaat edip seninle tartışan ve hâlini Allah’a şikâyette bulunan kadının sözlerini elbette işitti. Zâten Allah, o sırada sizin karşılıklı konuşmanızı dinliyordu.” (Mücadele, 1). Kocasının şiddetinden peygambere sığınan, peygamberin bir erkek olarak kadınlık tecrübesini anlamadığı ve çare bulamadığı, yalnızca Allah’ın duyduğu ve yakarışına karşılık vahiy indirdiği sıradan bir kadındı Havle. Birçok sıradan kadın gibi, duyulmadı, sözüne inanılmadı, derdine çare üretilmedi, yalnızlaştırıldı. Ancak Allah gizlide de açıkta da olanları duyar, görür; duydu ve gördü sevgili dostlar.
Kimdi bu kadınlar sevgili Müslümanlar?
Tarihin bir noktasında yaşamış ve öylesine bir masalın birkaç maceracı karakterleri mi? Allah’ın insanlara hatırlatıcı ve uyarıcı olsun diye, iyiliği ve kötülüğü birbirinden ayırt etsinler diye indirdiği kelamının bir parçası olmaları, bir masaldan yahut okuyup cuşa geleceğimiz bir şiirden mi ibarettir?
Hatırlayalım! Dünya tarihi her gün iffetsiz addedilip öldürülen, yapılabildiği ve yapılabileceğine inanan bir toplumda yaşadığımız için, erkeklere bu rezil kudreti kullanma hakkını veren bir topluma razı geldiğimiz için şiddet gören, tacize, tecavüze uğrayan kadınlarla dolu. Bu kadınların sözleri, haykırışları, suskunlukları toplumumuzun sırtında Meryem kadar, Havle binti Salebe kadar, Aişe validemiz kadar büyük bir yüktür. Sıradan bir kadını Meryem’le, sahabe kadınlarla aynı tutmak akla yatkın gelmiyor mu? Nerde kadınların en şereflisi Hazret-i Meryem, nerde toplumun ahlak standartlarına uymayan veya sözüne o kadar da güvenilmeyecek olan o bazı kadınlar, öyle mi?
Hatırlayalım! Allah meryem’i bütün kadınlara üstün kıldı. “Meryem! Şüphesiz ki Allah seni seçti, tertemiz yaptı ve seni dünyadaki bütün kadınlara üstün kıldı.” (Al-i İmran, 42). En üstünü, en iffetli sayılanı erkek toplum tarafından ahlaksız, yalancı, toplumu ifsad eden kadın olarak yaftalandı. “Kadınların en iffetlisi” erkeklerin dilinden, şiddetinden, tacizinden kurtulamadı. Demek ki sevgili dostlar, Allah katında sahip olunan değeri toplumun iffet terazisi biçmiyormuş. Toplum tarafından iffetsiz kadın olarak tarif edilen, Allah katında en ahlaklısı, tertemizi, kadınların en üstünü sayılabiliyormuş.
Bu sebeple Allah’ın kelamını okuyup Hazret-i Meryem’e üzülen, onun doğru sözlü olduğuna inanan müminler, Hazret-i Aişe iftiraya uğradığında “onun yanında olurdum” diyenler; çevrelerinde herhangi bir kadının yardım çağrısını duymuyorsa, haksızlığa, şiddete, tacize uğradığına dair beyanından harekete geçmiyorsa Meryem’e de üzülmesin, onu da iffetsiz ve yalancı kabul etsin. Çünkü bu kişiler, tarihin bu noktasında değil de Meryem noktasında yaşasaydı Meryem’in, Aişe’nin, Havle binti Salebe’nin yanında olanlardan değil karşısında olanlardan olacaklardı. Allah bize merhamet etsin, farkındalık ihsan etsin ki, erkekler eliyle zora düşen, şiddet gören, tacize uğrayan kadınları görmeyen gözlerimiz görür, o kadınların beyanları ile fail erkekler yargılanır, gerekli cezalar tahkim edilir de toplumumuz dönüşür, affedilenlerden oluruz. Amin.