24 Şubat Siyer Notları

Siyer okumalarında ikinci döneme girdik. Bu dönem, Hz. Peygamber’in örnekliğini tek tek konulara odaklanarak konuşmaya çalışacağız. İlk konumuz Medine Vesikası’ydı, hayatımıza temel teşkil edebilecek birçok mesele gördük, fakat ne yazık ki hemen hiçbiri toplumsal hayata nüfuz etmemiş. İlk olarak Ali Bulaç’ın değerlendirmelerini konuşma şansımız oldu ki belirli bir perspektiften okusa da katkısı önemsenebilecek bir metin. Muhammed Hamidullah’ın yazdıkları da hem siyer araştırmacılığı açısından, hem de ufkumuzu genişletmesi bakımından kıymetliydi.

Yeni dönemde Medine Vesikası’ndan ilhamla İslam Devleti hususuna girebiliriz diye konuştuk. Bunun için bütün siyasal-ideolojik tartışmalara göz atmak yerine farklı kaynaklardan Sünnet’i anlamayı amaçlıyoruz. Kur’an-ı Kerim’in, Medine Vesikası’ndan (Bedir Savaşı’ndan sonrası) Veda Haccı’na kadar nüzul olan ayetlerine bakmayı düşünüyoruz.

Medine Vesikası’nın 12.maddesinde şöyle deniyor ki herhalde bu ilkeyi hayata geçirebilsek ne dilenciler olurdu, ne de Tunus’tu Muhammed Bouazizi kendini yakardı: “Müminler aralarından hiçbir kimseyi içine düştüğü ağır mali sorumluluğun altında tek başına bırakmayacaklar.”

Medine Vesikası, yalnızca bugünkü birey ve toplum ikiliklerini kırmakla kalmayıp hakkı herkesin meselesi kabul etmişti. Kimse anlaşmalı olduğu kimselerin (köle ve efendisi gibi) aleyhine iş çevirmeyecekti. Müminlerin kardeşliği, Muhacir-Ensar hukukunun pratiğiydi ki Hicret’in ilk yıllarında kusursuz işlemişti. Medine Vesikası bir “yola çıkış” metninden ziyade bu adil pratiğin yasaya dökülmüş haliydi. Yahudiler de Hz. Peygamber’in adaletini kabul edip bu vesikaya iştirak etmişlerdi.

Medine Vesikası’nın “ilk anayasa” olup olmadığına dair tartışmaları da gözden geçirdik. Medine’de Hz. Peygamber’in kurduğu yönetime hangi açılardan devlet diyebiliriz ve neden modern devlete benzemiyor, düşünmeye çalıştık. Bir sonraki buluşmamızda (10 Mart Pztesi) okuyup sunacağımız, tartışmaya açacağımız çalışmaların bize yol göstereceğini umuyoruz:

Şahin Uçar, Tarih Felsefesi Açısından Mülk ve Hilafet

Muhammed Hamidullah, İlk İslam Devleti

Fethi Osman, Düşünce Devleti