Category: Yazılar ve Gündem
Mısır’daki askeri darbeyi ve yaşanan katliamları kınamak, Mısırlı kardeşlerimizle dayanışmak için Mazlumder’in çağrıcılığı ile düzenlenen “Adalet İçin İftar Vakti” yürüşü Emek ve Adalet Platformu’nun da katılımıyla geçtiğimiz perşembe günü gerçekleştirildi. Akabe Gençlik Platformu, Anadolu Gençlik...
Ramazan’ı, orucu ve orucun tuttuklarını daha güzel anlatan başka bir yazı bilmiyoruz. Akif Emre’nin 2008 yılında yayınladığı bu yazısını, idrak ettiğimiz bu ay vesilesiyle bir kez daha hatırlamak istedik. Emre’nin oruç ve piyasa ekonomisi...
Geçtiğimiz günlerde Abdurrahman Arslan Ağabey’le uzunca bir muhabbet etme imkânı buldum. Gezi meselesinden, doğanın ifsadına, modernleşmeden, post-modernleşmeye, İslamcılıktan, tüketim kültürüne, sanattan vs.ye birçok konuyu konuştum kendisiyle. Muhabbet sonrasında hatıramda kalan birkaç bölümü paylaşmak istiyorum:...
Bundan yaklaşık üç yıl önce, 17 Aralık 2010’da, Tunus’ta Muhammed Buazizi kendini yaktığında kimse derinden başlayan kıpırdanmanın sonuçlarını öngörebilecek bir durumda değildi. Tunus’ta başlayan toplumsal hareket Mısır’a sıçradığında ise Âlem-i İslam’ın mahkum bırakıldığı yüzyıllık...
TOKAD geçen yıl olduğu gibi bu sene de güvencesiz çalışan, kimi zaman görmezden gelinen göçebe mevsimlik tarım işçilerinin sofrasına misafir olmuş. Toplumsal dayanışmanın öneminin giderek arttığı şu günlerde böyle ziyaretlere daha çok ihtiyacımız var....
Barış iftarımızı eda ettik çok şükür. Dört bir yandan gelen dostlarımızla orucumuzu açtık, mele hocamızın duasına amin dedik ve savaşın ızdırabını tecrübe etmiş ailelerin seslerine kulak verdik. Bu vesileyle barışa olan inancımız arttı, birbirimize...
“İstanbul’da İnşaat Muamması” adlı yazıda, Türkiye’de devlet ve inşaat sektörü arasındaki ilişkiden, son zamanlarda inşaat sektörünün yükselişinden bahsetmiş, sebeplerini irdelemeye çalışmıştım. Ortadoğu petrol sermayesini kentsel ranta yönlendiren devlet destekli inşaat sektörü, işin ekonomi-politik boyutu....
Dicle’nin kıyısında kurda kaptırılan koyunun derdine düşenlerin, yaptığı yanlışları kılıçla düzelttirenlerin tarihinden gelip, evine ekmek götüremeyenlerin kahrından intihar ettiği ve bizlerin de sırtımızı döndüğümüz günleri yaşamak gerçekten kahredici, Necip Fazıl “Destan” şiirinde şöyle diyordu: ...
Tamir, tedavi, reform, iyileş(tir)mek… Asrın idrakinde kendisine işlevsel bir alan bulmakta bir hayli zorlanan kelimelerimiz… Yapmaktan çok bozmanın, tedavidense tek seferlik “kullan-at” tutum, davranış ve ilişkilerin, tamiri değil de her seferinden yeniden edinmeyi, baştan...
İstanbul kendi tarihi seyri içinde bir insan gibi geçirdiği değişimlerle değerlendirildiğinde hep genç, diri kalabilen bir varlıktır. Kendi güzelliğini muhafaza etmek için direnen, her kaybedişte başka bir güzelliği ortaya çıkan, duvardan çıkmayan yazılar gibi...