“Karaca” Sendikaya “Toss”ladı!

10 yıldır bünyesinde çalıştıkları Narin Triko tarafından sendikalı oldukları için işten çıkarılan Ramazan ve Yusuf abileri direnişlerinin 36. gününde çadırlarında ziyaret ettik. Ramazan abi semaverde çayını demlerken, neden işten çıkarıldıklarını ve ne talep ettiklerini anlattı:

2004’ün sekizinci ayında Narin Triko-Karaca’da iş başı yaptım. İş başı yaptığımda gece 12 saat, gündüz de 12 saat çalışıyordum. Aldığım ücrete yol parası dahil değildi. Sendikalı olmadan önce yol parası alamıyorduk. Maaşlarımız asgari ücret kadardı. Ben 2010 yılında sendikaya üye olduğumda patron beni kenara çekip benden istifa etmemi istedi. Biz karşı geldik ve sendikayla birlikte mücadele ettik. Çalışma saatini 8 saate düşürdük. 3 vardiya çalışmaya başladık. Yemekler de çok iyiydi. Yol parası almaya başladık. Ayrıca patrona da dava açtık. Davanın sonuçlanması yakınken sendikalı olduğumuz için davanızı geri çekin ve sendikayı bırakın, karşılığında da şu kadar para verelim size dediler. Ben ve arkadaşım kabul etmedik. Daha önceki birçok arkadaşımızı da 25. maddeden dolayı işten çıkardılar. Biz sendikamızla beraber buraya, Narin Triko’ya geldik ve çadır kurduk. Bugün 36. günümüz.

20140318_140234

Patron, müdür, usta başı… Her biri ayrı ayrı azarlıyordu bizi. 13 defa fırça yedim ben. Bir insan bir gün içinde 13 defa fırça yer mi? Patron müdüre bağırıyor, müdür de gelip işçiye bağırıyor. Patron usta başına bir şey söyleyince o da hıncını gelip işçiden çıkarıyor. Ben 36 gündür bu çadırdayım. Artık içeride kimse kimseye bağırmıyor. İmalat müdürü, insan kaynakları müdürü işçiyi buradan uğurlarken tek tek hepsine el sallıyorlar.

Patron şimdi de gel ne istiyorsan vereyim sana diyor. Ben bunu kabul etmiyorum. Ben içeri girip, çalışmak istiyorum. Mücadelemizin sonunda da biz kazanacağız inşallah.

“Birlik olmayalım diye aramıza hem casus koyuyor hem de ikişer ikişer işten çıkartıyor”

Daha önce de 3 arkadaşımızı çıkardılar işten. Onları sendikanın öncüleri zannediyordu patron. Sonra onların olmadığını anlayınca, 3 kişiyi daha çıkardı. Bunlardan da bir sonuç alamadı. Bu 3 arkadaşımız davayı kazandı. Onlar tekrar içeri geldiğinde ikisine para verip gönderdi. Diğerinin davası vardı, şahitler de gitmişti. Onunki de sonuçlanacak inşallah. Daha sonra 2 arkadaşımız daha davayı kazandı. Bu perşembe veya bir sonraki perşembe iş başı yapacaklar inşallah. Ancak patron içeride örgütlenmesin bunlar diyor. Birlik olmayalım diye aramıza hem casus koyuyor hem de ikişer ikişer işten çıkartıyor. Bizi de mesela 2 kişi olarak çıkardılar ki içeride çoğalmayalım diye.

Sendikanın üzerinde büyük bir baskı var. İstediğin kadar para vereyim ama sen yeter ki sendikalı olma diyor patron. İşçilerin e-devletini alıyor, sabıka kaydına bakmak istiyor. İşçiler içeri girerken zaten sabıka kaydını, kan grubunu vs. her şeyini veriyor. Ama patron bununla da yetinmiyor. Onların sendikalı olup olmadığını öğrenmek istiyor. Biri sendikalı olduğunda onun ne zaman sendikalı olduğunu bile biliyor. Patronun Çalışma Bakanlığı’nda da bir akrabası varmış. O bütün isimleri veriyormuş ona. O akrabayı da sendikamız buldu. Gerekli yerlere müracaat ettiler. Şu an üyelerimizi kimse bilmiyor.

Biz 12 saat çalışıyoruz. Bizim Çalışma Bakanlığı’nda raporumuz var. Oradan müfettişler geldi, rapor da tuttular. Yani 12 saat çalıştığımıza dair raporumuz mevcut. Bu da bizim elimizi güçlendiriyor. Benim iş başı yapmak için açtığım davam da devam ediyor. Ancak mahkemelerde iş yoğunluğu olduğu için o da gecikiyor.

20140318_140313

2 Responses

  1. ercan çoban dedi ki:

    ben ercan narin trikoda çalışıyordum 2010 yılında girdim asgari ücret olarak çalışıyordum 2012 yılın ın 2 ayında 2 arkadaşımı çıkarttılar ve bende tekstif sendika ya üye oldum 1.5 sene sendikalı olarak çalıştım ama malesef ütü bölümün de o kadar casus vardıki patronun herşey den haberi oluyordu beni her seferin de yazaneye çeker lerdi sendikalımısın diye hayır kelimesini kullanıyor dum ve bir gün hüseyin güneş benim le ataköy de buluşmak istedi ve buluştuk bana allahtin sendikalıymış dedi bende inkar ettim ve şart koştu sendika üyelik iptal belgenizi getirin dedi bende ona şunu söyledim beni rahat bırakacak sın dedim tmm dedi sana 10 milyar para vereyim bu işi bırak işten ayrıl dedi bende razı gelmedim ve 2013 yılının mayıs ayında işten çıkarıldım tazminat bile almadım asalettin bey sagolsun ilgileniyor mahkeme gününü bekliyorum narin triko istedigi kadar ugraşın amacına ulaşamıcak tekstif sendika üyeleri kazanacak allahın yardımıyla

  2. Filiz dedi ki:

    Dün Narin Trikoda direniş çadırında bekleyen arkadaşların ziyaretine gittim, sendika üyeliğinde noter şartı kalktı ve e-devlet şifresi ile üye olunabiliyor. Bu iyi bir şey ama patronlar şimdide işe girerken türlü bahanelerle e-devlet şifrelerini alıyorlarmış. Hüseyin Güneş’ler de bitmez patronlar da oyunda bitmez. Ama işçiler de boş durmuyor ve bu oyunları öğrenip çözüm üretiyor. İnşallah Narin Triko da tıpkı Teksim işçileri gibi bu direnişi kazanacak.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir