Adalet Yürüyüşü
Memlekette adaletin olmadığı bir sır değil. Büyük umutlarla başa gelen AKP iktidarının ülkeyi getirdiği anlayış, insanları keyfiliğe ve zorbalığa teslim etti. Onun için ki iktidar kanadına göre artık herkes radikal muhalif: iktidar kendini muhalefet çeperi altına aldığı herkesi ezmeye muktedir görüyor ve eziyor da.
Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan başlattığı yürüyüş soyut bir “adalet” sloganı ile yirminci güne ulaştı. Yürüyüşün çıkış noktasını, düzen içi olduğunu bildiğimiz bir partinin siyasi geçmişini tartışacak değiliz. Çünkü mesele sadece bir ana muhalefet partisi liderinin yürüyüşü olmaktan çıkmış durumda. Ülkenin sürüklendiği uçurum 16 Nisan gecesindeki “görünürdeki” galibiyetten bu yana daha da belirgin. Onun için biz bu dönemeçte, aktörlerinin geçmişlerini şimdimize, müştereklerimize pranga etmeden, yol almak istiyoruz. Nasıl 15 Temmuz’da meydanlara çıkanların failiyetiyle hemhal olduysak, bugün de halkın gerisine düşmeden birlikte yürümek, yol almak niyetindeyiz.
Emek ve Adalet olarak, memleketteki adalet mücadelelerinin esas faillerinin sesine güç katacak, gerçek bir adalet yürüyüşünü destekliyoruz. Geçtiğimiz hafta 62. kere Vicdan ve Adalet Nöbeti tutan Adalet Arayan İşçi Aileleri’nin, emeklerinin hakkı için kadrolu ve güvenceli çalışma isteyen taşeron işçilerin, kendilerini açlığa mahkum eden anlayışa karşı açlık grevinin 120. günündeki Nuriye ve Semih’in, Roboski’de her bayram sevdiklerini ancak mezarda görebilenlerin, Cizre’de, Nusaybin’de, Sur’da canlarını kaybedenlerin…
Son yıllarda çektiğimiz bütün acılar, ciğerimizi yakan bütün adaletsizlikler için samimi ve sahici bir adalet talebinin yükseltilmesini istiyoruz. İstibdadın sonu, hürriyetin başlangıcı için.
“Ey iman edenler! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şâhitler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Adaletli olun, takvâya en yakın olan da budur.” (Mâide: 8)
Hak, hukuk, adalet!
Emek ve Adalet Platformu