İlhami Güler – Politik Ekonomi ve Bir “Din” Olarak İslam

7 Responses

  1. apepeathe dedi ki:

    o Evet, muhtemelen bu yuzden

  2. Bedri dedi ki:

    İlhami Bey’in tespitleri benim dine ve hayata bakışımı oldukça büyük oranda yansıtıyor. Dinin ekonomi-politik duruşu ve tevhit inanışı dolayısıyla serdettiği davranışlar aynı kalmakla birlikte, iktidarı gözeten “muhafazar” yorumların bu konudaki tepkileri maalesef günümüzde de devam ediyor. “Karşı din” cephesi, sürekli olarak esas meseleleri manipüle edici ritüellerin arkasına saklanmayı devam ettiriyor. Yine maalesef “dindarlar” ve bu anlamda dinden nefret eden kesimler aynı algılama biçiminin kurbanları durumundalar. Nihayetinde toplumun büyük kesimi gelenekleri referans göstererek bu işleyişte herhangi bir sakınca görmüyorlar.
    Toplumu, gerek “dindarlar” olsun gerekte dine mesafeli duran kesimler olsun, meselenin gerçekte ne olduğu ve nasıl olması gerektiği konusunda bilgilendirmek, gelecek nesillerin güzel günler görebilmeleri için fazlasıyla önem arzediyor.
    Ancak ileri ki süreçlerde sıkıntı yaratabileceğini düşündüğüm bir nokta var. Toplumu ortak sıkıntıların çözümü için yönlendireceğimiz söylemin çıkış noktası ne olacak. İnsanların karşısına “din budur ve bu şekliyle bütün olarak dine iman edin” mi demek gerek yoksa sadece “ortada bir ceset var ve bişekilde kaldırılması gerek” mi? Benim bu konuda ki anlayışım; herhangi bir agnostik, ateist vs. kimsenin karşısına “dinin aslında bunları söyler” diyerek çıkmak doğru olmaz. Bu söylem muhatabına imanı dayatan, tebliği merkeze alan zihniyetin evrimleşmiş hali gibi olur. İlhami Güler’in söyledikleri ekseninde muhatap alınacak kişiler kesinlikle sacede dindar gelenekten gelen ve “sol” söylemi hafife alan kişiler olmalıdır. İlhami Güler’in vardığı sonuçlar bence ya “sol” söylemin ekonomi-politik üstünlüğünün ya da dindar gelenekten gelenlerin bu konularda geç uyanmışlıklarının kanıtıdır. “Geç olsun güç olmasın”

    • erkan dedi ki:

      bedri yine güzel yazmışsın da sondaki cümlelerde ne demek istediğini anlamadım ve de merak ettim. özellikle şunu kastediyorum:

      “İlhami Güler’in söyledikleri ekseninde muhatap alınacak kişiler kesinlikle sacede dindar gelenekten gelen ve “sol” söylemi hafife alan kişiler olmalıdır.”

      • Bedri dedi ki:

        İlhami Güler’in tespitleri “sol” gelenekten gelen biri için “olumlu” dur sadece. Ancak bir “dindar” için koca bir imparatorluk geleneği tortusunun itaat kültüründen azad olmak gibi bir anlam taşır. Kısaca bu konularda eksik olanlar “sol” dan ziyade “muhafazakar”lardır demek istedim 🙂

  3. saim dedi ki:

    Firavun-Karun-Belam…
    Son zamanlarda çok sık işitir olduk bu üçlüyü. Ali Şeriatiden insanlığa hediye bu Kuran Kavramları, çağın eleştirisine güzel bir katkı olacak diye ümit ediyorum. Sömürünün ve zulmün kodlandığı bu tarihsel şahsiyetleri; bu çağda daha derinlemesine irdelemeli, modern bireyin benliği içirisinde deşifre etmeliyiz diye düşünüyorum. Tarihsel zulüm ve sömürü şahsiyetlerini kadim yapan kendilerini gizleyebilme yeteneğidir. Sömürünün her koşulda yeniden üretimine karşı, direnişi her koşulda diri tutmaya…

  4. Ca1 dedi ki:

    Bizzat da bulunduğum konferansta bana göre en iyi sunumlardan biriydi. İlhami Hoca, kelime-i tevhid geleneğine uygun olarak “la” tespitlerini önemli buluyorum. Tespitlerine, fikirlerine temelde katılmakla birlikte, “çözüm”ün ne olacağına ilişkin daha etraflı bir “söz”ümüz olması gerektiği kanaatindeyim. Dolayısıyla burada İbn-i Arabi’nin gücü adaletin emrine verin sözüne atfen, politik iktisadi bir din olan İslam’ın söylemine eylemi nasıl vermeliyiz…

  1. 19 Mayıs 2011

    […] IV. İlhami Güler: Politik Ekonomi ve Bir “Din” Olarak İslam […]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir