Taşeron İşçi Derneklerinin Ankara Çıkarması

Geçtiğimiz hafta taşeron işçi dernekleri temsilcileri mecliste grubu bulunan partilere ziyaretler düzenlediler. Başını çekenler arasında Taş-İş-Der’in de bulunduğu ziyaretle ilgili Taş-İş-Der’in kıymetli açıklamasını paylaşıyoruz.

TAŞERON İŞÇİ DERNEKLERİ VE STK’LARIN ANKARA ZİYARETİ

Kırka yakın ilden gelen taşeron işçi derneği temsilcilerinden oluşan bir heyet olarak 6-7 Temmuz tarihlerinde Ankara’da mecliste grubu bulanan dört siyasal partiye ziyaret gerçekleştirdik. Yıllardır her türlü baskı ve imkansızlıklara rağmen onur ve emek mücadelesi veren bizler hedeflerimizin bir kısmına ulaşmanın eşiğindeyiz ve bu yolda somut adımlar atılması için ayaktayız.

Bilindiği üzere, 7 Haziran seçim sürecinde taşeron işçilerin sorunları tüm partilerin gündeminde belli bir karşılık buldu. Meclise giren üç muhalefet partisi kamuda taşeron işçiliği tamamen kaldıracaklarının sözünü verdi. Yeni oluşan meclis aritmetiğinde üç muhalefet partisi birlikte hareket ederek en azından ilk adım olarak kamuda taşeron işçiliğe son verecek ve işçileri kadroya geçirecek bir kanun önerisini rahatlıkla yasalaştırabilir. İşte bu oluşan yeni dengenin lafta kalmaması, icraata dökülmesi için, bu beklentimizi en üst düzeyde muhataplarına iletmek, kararlılığımızı ve birliğimizi hissettirmek için Ankara’daydık.

Ziyaretin organizasyon aşamasında bize ilk randevu veren HDP oldu. Ardından CHP ve MHP randevu verdi. Tüm ülkede olduğu gibi heyetimizin yarıya yakını Ak Partili olmasına rağmen Ak Parti’den randevu alamadık, Ankara’da alırız ümidiyle yola koyulduk.

Ak Parti ziyareti

6 Temmuz Pazartesi evvela Ak Parti’yi ziyaret edip randevu talebimizi yineleyelim istedik. Ancak Ak Parti binasında toplu alarak bir yetkiliyle görüşmemize müsaade edilmedi. İçimizden beş kişilik bir grup üstü aranarak ve GBT’sine bakılarak içeriye alındı ve bir halkla ilişkiler görevlisi ile görüşebildi. 15 dakika süren görüşmede defalarca çalan telefonu ile konuşmak durumunda kalan halkla ilişkiler görevlisi hanımefendi talep ve sorunlarımıza çok uzak karşılıklar verdi. Partinin üst düzey yöneticileri ile görüşme yapma talebimiz karşılık bulmadı. Verimsiz geçen görüşmeden, üzüntüyle ayrıldık.

HDP ziyareti

Öğleden sonra randevulu olduğumuz HDP’ye gittik ve sıcak bir karşılamanın ardından Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ ile birlikte basına açık bir toplantı yaptık. Sayın Yüksekdağ bu kadar zorlu bir mücadele veren, onuruna, ekmeğine sahip çıkan bizleri saygıyla selamlayarak ve ‘başımızın üzerinde yeriniz var’ diyerek başladı konuşmasına. Gerek özel gerekse kamu sektöründe taşeron çalışmaya karşı olduklarını ve bu konuda yapılacak her türlü yasama faaliyetinde parlamentodaki tüm siyasi partilerle çalışmaya sonuna kadar açık olduklarını açıkladı. Sayın Yüksekdağ gerek taşeron işçilerin gerekse tüm emekçilerin sorunlarının çözümü için en önemli unsurun işçilerin tabanda bir araya gelip örgütlenmesi, kimseye güvenmeden sadece kendine güvenerek hakkını araması olduğunu vurguladı. Yeni kanun çalışmasının nasıl ilerlediğini görmek için Kasım ayında kendisiyle yeniden görüşme talebimizi memnuniyetle karşıladı. Kanun teklifinin görüşüleceği komisyon toplantılarına katılma talebimizi de olumlu bulan Sayın Yüksekdağ bu katılımı sağlamaya çalışacaklarını söyledi.

MHP ziyareti

7 Temmuz Salı günü önce MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural ile basına kapalı bir toplantı gerçekleştirdik. Sayın Oktay Vural hükümet kurulmadan verilecek kanun tekliflerinin bir faydası olmayacağını belirterek başladı konuşmasına. MHP’nin kamuda taşeron işçiliğe son vermek noktasındaki iradesinin net olduğunu bildirdi. Sayın Vural sorularımız üzerine bu iradenin asıl işlerde ve yardımcı işlerde çalışan taşeron işçiler arasında bir ayrıma gidilmeksizin kamuda çalışan tüm taşeron işçiler için geçerli olduğunu açıkladı. Yine sorularımız üzerine hangi partiden gelirse gelsin böyle bir kanun teklifini destekleyeceklerini belirtti. Kanun teklifinin görüşüleceği komisyon toplantılarına katılma talebimizi Sayın Vural da olumlu karşılayarak bu katılımı sağlamaya çalışacaklarına söz verdi.

CHP ziyareti

Salı günü MHP’nin ardından CHP’yi ziyaret ettik ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile basına açık bir toplantı yaptık. Sayın Kılıçdaroğlu kayıtsız şartsız kamuda çalışan tüm taşeron işçilerin kadrolu çalışması için ellerinden geleni yapacağını vurguladı, seçim sürecinde parti olarak verdikleri sözlerin arkasında olduklarını belirtti. Biz taşeron işçilerin haklı taleplerinin parlamentodaki en güçlü savunucusu olacaklarını, kanun teklifleri vereceklerini söyledi. Kimsenin ekmeğiyle oynamayacaklarını vurguladı ve ‘Güçlü bir sosyal devleti beraber inşa edeceğiz, bu sorun mutlaka ve mutlaka çözülecektir’ dedi. ‘Sonuç alırsak da bu bizim değil sizin başarınız olacaktır’ diyerek bizleri onore eden Sayın Kılıçdaroğlu ve ‘hiç endişe etmeyin’ diyerek sözlerine son verdi. Nitekim CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu kamuda çalışan taşeron işçilerin kadroya alınması için 9 Temmuz günü bir kanun teklifini TBMM başkanlığına sundu.

Sonuç olarak…

Taşeron işçi dernekleri olarak yasa çıkacak mı çıkmayacak mı diye beklemekle değil, ancak tabanda bir araya gelip örgütlenerek, mücadele ederek haklarımızı alabileceğimizi düşünüyoruz. Ankara ziyaretimiz de bu yolda attığımız adımlardan birisiydi.

Mecliste grubu bulunan üç muhalefet partisinden asıl ve yardımcı işler ayrımına gidilmeden kamuda çalışan tüm taşeron işçilerin kadroya alınarak kamuda taşeron çalışmaya son verilmesini sağlayacak bir yasanın çıkarılmasını istiyoruz. Sezgin Tanrıkulu’nun verdiği kanun teklifini destekliyor, tüm muhalefet partilerinin ve emeğe saygısı olan tüm vekillerin desteğini talep ediyoruz. Kurulacak hükümetin ilk ele alması gereken konulardan birisinin yıllardır kanayan taşeron işçilik yarası olduğuna inanıyoruz. Bu konunun takipçisi olacağımız bilinsin.

Öte yandan bizler kadroyu nihai bir hedef olarak görmüyoruz. Kadrolu olunca asla ‘oh ben kadroya geçtim, kimin ne hali varsa görsün’ demeyeceğiz; bunu da herkes bilsin. Beraberliğimizi, örgütlülüğümüzü ve mücadelemizi sürdüreceğiz. Özel sektörde çalışan taşeron işçi kardeşlerimiz için, kendimizde dahil olmak üzere ezilen, sömürülen tüm emekçiler için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizim mücadelemiz salt bir kadro mücadelesi değil bir ahlak ve kardeşlik mücadelesidir. Sizi de bekliyor, mücadelemize davet ediyoruz.

Kamuda çalışan taşeron işçiler olarak tüm imkansızlıklara rağmen çalıştık, çabaladık ve sorunlarımızı tüm partilerin gündemine soktuk. İşçi hareketinin öldüğü, bittiği söylenen bir devirde yılmadık, yıkılmadık, hakkımızı aradık ve şimdiden önemli kazanımlar elde ettik. Daha da elde edeceğiz. Herkes üzerine düşeni yapsa, işçiler, emekçiler, mazlumlar olarak birlikte daha neler başarabiliriz siz hayal edin!

Güvenceli, onurlu, sömürülmeden çalışmanın yolu mücadeleden geçer!

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!

Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır…

Taş-İş-Der

Taş-İş-Der facebook sayfası