27 Ocak Siyer Notları

Bu hafta, Taif olayını ve Hicret sonrası muhacir-ensar ilişkilerini konuştuk. Taif’te Hz.Peygamber’in dini tebliğ etmek isterken taşlanıp Mekke’ye dönmek zorunda kalışı, hüzün dolu şiirlere konu oluyor ama olayın toplumsal boyutu pek fazla işlenmiyor. Abdurrahman Şarkavi, Özgürlük Peygamberi eserinde bu boşluğu dolduruyor:

“O gelmeden önce, faizi yasakladığını, şarabı çirkin gördüğünü ve insanları domuz etinden sakınmaya teşvik ettiğini duymuşlardı. Oysa kendi servetlerinin kaynağı faizdi. En kârlı ticaretleri domuz yetiştiriciliğiydi. Taif’in otlakları domuz ahırlarıyla doluydu. Şarap da yine onların ürettikleri üzümden yapılmaktaydı. Sonra Muhammed’in onların meclisinde görülmesi, zayıf ve yoksul kimselere, zenginlerin mallarındaki haklarını isteme cesareti verebilirdi…” (Özgürlük Peygamberi Hz.Muhammed, Profil Yay., s.139)

Zorluklar karşısında Mekke’den ayrılan muhacirler ile Medine’de evlerini ve geçimlerini onlara açan ensar arasındaki dayanışma ve kardeşlik ise sık sık vurgulanır. Biz de bu toplumsal kardeşlik hukukunun bir istisna mı, yoksa temel alınabilecek bir nizam mı getirdiğini düşünmeye çalıştık. Her şeyden önce, hakikat için biraraya gelen müminlerin arkadaşlık ve dostluk örneklikleri, “savaş” veya “göç” gibi olağanüstü bir koşulun değil, İslam nizamının ilk ve tek pürüzsüz örneği olan “Medine Devleti’nin” temelleriydi.

Kendinden bir parça vererek dostluk hukukunu kendine göz aydınlığı kılanların, hakikatin üstlenişinde ne denli merkezî bir rolü üstlendiği, şu ayetlerden anlaşılabilir:

“İmana erişen, zulmün egemen olduğu diyardan göç eden, Allah yolunda mallarıyla canlarıyla çaba gösterip duran kimselere ve kol kanat açıp, yardım edenlere gelince; işte bunlar birbirlerinin dostu ve hamileridir. Fakat inanmış oldukları halde göç etmemiş olan kimselere gelince; onların korunup gözetilmesinden hiçbir bakımdan siz sorumlu değilsiniz, ta ki göç edecekleri vakte kadar. Yine de dinsel baskılara karşı sizden yardım isterlerse, yardım elinizi uzatmaktır size düşen; yeter ki kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir topluluğa karşı olmasın; çünkü Allah yaptığınız her şeyi görmektedir.” (Enfal Suresi 72.ayet, Muhammed Esed Meal-Tefsiri)

Siyer okumalarımıza bir ay ara verdik. 24 Şubat’tan itibaren ‘ilk anayasa’ denilen kurucu süreci; sonraısnda cihad meselesini ve savaş hukukunu; kadın sahabeleri ve onların Ümmet’in toplumsallığına yaptığı katkıları tartışacağız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir