Başka bir abimizden duymuştum: “Kendi hakkına razı olmayıp, başkalarının haklarına göz dikenlere karşıyız” diyordu. İsmail abiden “ne ez, ne ezil” komutunu duyunca o aklıma geldi. Çok kıymetli bir komut. Ne kadar söylesek, hatırlasak ve tatbik etmeye gayret etsek azdır. Çok da zor bir şey ama, bunu da unutmadan. Onun ağzına da çok yakışıyor. Hele de bunu, ezme ve ezilme hallerini en sık yaşadığımız ve en çok doğallaştırdığımız işçi-işveren ilişkileri ortamında söyleyince daha da bir kıymetli ve anlamlı oluyor.
Bu vesileyle geçen yılki otel önü iftarlarından birine gelen Ahmet Mümtaz abimize de selam olsun.
“İnsanları makamlarına mevkilerine göre ayırmayın arkadaş.”
“Çok biliyorsa müdür bey gelsin, tuğla taşısın, çimento döksün.”
“Arkadaşım sizdeki bu müdür bey korkusu ne korkuymuş ya, ilkokuldan beri.”
“İşçiler o kadar çok çalışıyorlar ki artık şantiyeyi evi sanmaya başladılar.”
Sayenizde L&M izlemiş olduk. Burak’tan ve yaptıklarından istifa etmiştim geçen sene. Yine de teşekkürler. 🙂