Kuran’dan Notlar – Kuran’da Epistemolojinin Temelleri (VI)

PSİKANALİZ


“Yoksa kalplerinde hastalık olanlar Allah kendilerinin kinlerini hiç ortaya çıkarmaz mı sandılar? Ey Muhammed! Eğer biz dileseydik onları sana (açıkça) gösterirdik. Sen onları (jest ve mimiklerinden (sima) tanırsın. Ve sen onları sözlerinin akışındaki kesintilerden ve kuraldışılıklardan da (lahn il kavl) tanırsın. Allah ise bütün yaptıklarınızı bilir.” Muhammed suresi 29-30. ayetler

Freud’un psikanalizi bir bilim haline getirmesinden önce insan ruhunu onun bilincinden ibaret zannediyorduk. Yani kişi kendi hakkında ne düşünüyorsa kişinin gerçeği oydu.

Daha sonra Freud ruhumuzun bilincin farkında olmadığı çok daha derin katmanları olduğunu öğretti.

Pek çok insan bilinç dışı kavramının Freud’un bir uydurmasından başka değeri olmadığını söyledi.

Freud ve Lacan gibi psikanalistler ise bilinç dışının gerçek olduğunu temelde üç yolla öğretti:

  • Rüyalar. Kuran böylesi rüyalara “adğasü ahlam” der. Geleneğimiz adğasü ahlam’i “karmakarışık düşler” olarak çevirir. Oysa daha doğru bir çeviri “derin düşüncelerin düğümleri ve semptomları” olacaktır. Ve düşlerin tam da psikanalitik bir kavranışıdır.
  • Dilin normal akışındaki kesintiler. Yani bir şey anlatırken anlatı akışının kopması, farkında olmadan başka konulara geçme ya da dil sürçmeleri gibi dil bozuklukları. Kuran böylesi durumlara “lahn il kavl” der. Geleneğimizin “üslup” diye çevirdiği “lahn” İsfehani’nin Müfredat’ında “sözün akışındaki kesinti ve kural dışılık” olarak çevrilir.
  • Kişinin konuşurken yüzünün jest ve mimiklerinin söylediği sözlerin ruhuna uygun olmaması durumu. Yani kişinin bilinci bir şey söylerken yüzündeki ifade başka bir şey söylüyorsa bu çelişki de bizi kişinin bilinç dışına ulaştırır. Kuran insan yüzündeki jest ve mimiklere “sima” der. Geleneğimizin “yüz” diye çevirdiği sima, yüz değildir. Kuran’da yüz kelimesini “vech” ibaresi karşılar. Sima, yüz değil, “yüzdeki jest ve mimikler”dir. Örneğin, “Müminlerin secde izi simalarındadır.” Bu müminlerin yakışıklı olduğu anlamına gelmez. Secdenin müminlerin yüzünün ifadesinde, jest ve mimiklerinde farklılık yarattığı anlamına gelir.

Bilinç dışı nedir psikanalistlere göre? Bir dürtü ve arzudur. Yani bilincimizden silinmiş olsa da bilinç dışına atmış olduğumuz birikmiş kinlerimiz, arzularımız, özlemlerimizdir. Bilinç dışı, düşüncenin değil, arzunun halleridir.

İşte yukarıda Muhammed Suresinden aktardığım pasaj psikanalist epistemolojinin bir tasdikidir. Allah bu pasaj aracılığıyla Hazret-i Muhammed’e şöyle söyler: Karşındaki insanın arzusunu, bu pasaja göre kinini anlamak istiyorsan, onun söylediği sözlere bakma. Kişi bu sözleri söylerken onun yüzünün ifadesine, jest ve mimiklerine bak. Kişi o sözleri söylerken sözün akışındaki kesintilere, kural dışılıklara ve dil sürçmelerine bak. Kişinin gerçek arzusunu ancak ve ancak o zaman anlayabileceksin. 


*Öne çıkan görsel Salvador Dali’nin “Galacidalacidesoxiribunucleicacid” isimli tablosudur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir