Şennur Özdemir – Sınıf ve İslam

1 Response

  1. ÖMER AKDAĞ dedi ki:

    Diyorsunuz ki, “Sağa geldiğimizde ise İslam, olumsuzluk taşıyan bir ifadeyle muhafazakarlığa, daha olumlu bir orjine yerleştirildiğinde ‘altın çağın muhafazası’na yorulur; Altın çağda, yani İslam’ın ortaya çıkışıyla birlikte kısa zaman içinde ideal bir toplum inşa edilmiştir ve sonraki müslümanlara düşen görev altın çağ idealinin korunması, muhafazasıdır. İslami yönetim tecrübesi kendi liderlerini, yöneticilerini ürettiği için müslümanları itaate teşvik eden bir niteliğe sahip bulunuyor”.
    Yukarıda ifade edilen husustan ne anlamak gerekir?
    Asr-ı saadetin “benzersiz” olması başka şeydir, bu edealin “korunması” farklıdır. Sözü edilen dönemin “benzersiz” olması peygamberimizle ilgilidir. Peygamberimizin şereflendirdiği zaman ve zemin müslümanlar için saygıdeğerdir. Bu yönüyle istisnaidir. Ama bu idealin muhafazası meselesi ayrıdır. Mecellede geçen “zamanın değişmesiyle hükümler değişir” kuralı gereğince “asr-ı saadetin” tekrarı hem mümkün değildir hem de bir maksat olduğunu sanmıyorum. Aslolan “benzersizliğin” idrak edilmesidir. Önemli olan ise insanî ihtiyaçların karşılanmasıdır. Arzu edilen budur. YOKSA İFADE EDİDİĞİ GİBİ “ALTIN ÇAĞIN MUHAFAZASI” ŞEKLİNDEKİ İFADEDE OLDUĞU GİBİ; DONMUŞ VE GELİŞMEYE KAPALI BİR ALGI OLUŞTURULMAYA ÇALIŞMASI DEĞİLDİR.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir