Boğaziçi’ndeki Tutuklamalara Dair

Gün geçmiyor ki kapana kısılan siyasal iktidar, toplumun bir kesimini şeytanlaştırarak, hedef göstererek, terörize ederek kendisine bir çıkış yolu aramasın. Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin, kayyıma yönelik direnişi tam da birinci ayını doldururken, özel güvenliklerin müdahalesiyle asıldığı yerden söküldüğü için yere serilen bir görsel, içeriği bahane edilerek bir kültür savaşının cephesi oldu. LGBTİ+ bireylerin tercihleri İslami değerlerle, Müslümanlarla karşı karşıya getirilerek yeni bir kamp yaratılmak, iktidar bloğu tahkim edilmek isteniyor. Müslüman LGBTİ+ bireylerin tercihleri ve inançları yok sayılıyor. 

Siyasal iktidarın yerel iradeyi hiçe sayan ve yerinden yönetimi ayaklar altına alan ceberrutluğuna karşı bir mücadele verilirken, ‘din elden gidiyor’ çığırtkanlığıyla toplum yeniden kutuplaştırılıyor.

Mevzubahis İslam’ın izzetiyse, AKP-MHP iktidarının sıcak sermaye girdisi Suud iktidarı Kabe-i Muazzama’yı şantiyeye çevirirken ses çıkarılması gerekmiyor muydu? İslam dini kafa kesmekle, kadınlara tecavüzle, sürgün ve mezalimle anılırken haysiyeti incinmeyenler bir duvar resminden mi rahatsız olmaktalar? Rab, kitap ve kul arasına giren kapitalizmin ifsadı, gökleri ve yerleri tahakküm altına almışken, tamahkarlık, dünyevilik dört bir yanı sarmışken müminlerin korkup kaygılanması gereken insanların cinsel yönelimleri midir, yoksa bizi ilahi olandan ayıran daha büyük ‘şeytanlar’ mıdır?

İslam’ın emir ve yasakları müminleri ilgilendirir. Bunlardan ne anlayıp ne eyledikleri her birinin kendi tekilindedir. İnanmayanlar için bunlar kültürel bir unsur, eğer gönülden geliyorsa, komşuluğun bir gereği olarak hürmet edilecek bir değerden başkası olamaz. Kayyum karşıtı direnişin bir parçası olan sergideki görselin, açıklamasına göre herhangi bir hakaret veya nefret ifadesi barındırmıyor olsa da sergide yer bulmasının düşüncesizce olduğu söylenebilir. Ne var ki söz konusu görsel bahane edilerek gerçekleştirilen tutuklamalar, dini değerler alet edilerek direnişi kriminalize etme ve meşruiyetini zedelemekten başka bir amaç taşımamaktadır. Zaten çoğunluğu Müslümanlardan oluşan bir toplumda her fırsatta onuru çiğnenen, incinen, örselenen Müslümanlar ve onların değerleri oluyorsa, burada bir sorun olduğu aşikardır. Çoğunlukta olan, gücü arkasına alan, neredeyse resmi ideolojinin parçası haline getirilen bir inanış nasıl olur da bu kadar savunmasız olabilir?

Osmanlı Devleti’nden bu yana ‘din elden gidiyor’ nümayişi her dönemde etkili bir manivela olmuş, kitlelerin öfkesini kanalize etmekte kullanılmıştır. Böylesine bir çağrıyla karşılaşan her Müslüman, işaret edilen hedefe yönelmezden evvel işaret edene iyi bakmalı, ipleri elinde tutanı iyi tanımalıdır. Bu çağrı Allah’ın rızası mı, yoksa dünyevi iktidarların bekası mı gözetilerek yapılıyor, bunu ayırd etmek Müslümanların başlıca ödevidir. En başından beri muktedir ideolojiyi din adı altında halklara dayatmaktan başka bir misyonu olmamış Diyanet ise dinin bütünleştirici çağrısını inkar edercesine Allah adına yargılama yapmakta, imanı ve isyanı ölçme cüretini kendinde bulmaktadır. Kürtlüğün, Ermeniliğin, eşcinselliğin küfür niyetine, tahkir ve tezyif amaçlı kullanıldığı bir toplumda, izzeti nefsi, şerefi ve haysiyeti her gün ayaklar altına alınanlar kimlerdir, biliyoruz! 

Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananlar, bugün ülkemizin her yerinde yaşananlardan farklı değildir. Hakkını arayan işçinin terörist, deresini, ağacını savunan köylünün Batı maşası, hayatını koruyan kadının İslam ve aile düşmanı ilan edildiği ülkemizde, yaşam alanlarını korumaya çalışan bir avuç öğrencinin siyasal iktidarı neden böylesi tedirgin ettiğini biliyoruz. Kampüse polis yığarak, öğrencileri tutuklayarak, LGBTİ+ bireyleri hedefe koyarak meseleyi İslam ve LGBTİ+ çatışmasına çevirmeye çalışan AKP-MHP iktidarı, kayyım faşizminin sorgulanmasından, direnişle karşılaşmasından, kampüslerden Kürdistan’a otoritesinin zayıflamasından korkuyor. Oysa salt Allah’ın otoritesine teslim olanların korkması gereken hiçbir şey yok. Düşman aranıyorsa, nefsimizle Rabbimiz arasına giren dünyevi iktidarlar, bugünün putlarıdır. Putlaştırdığınız ilahları yıkacağız!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir