Birimiz Üşürse Hepimiz Üşürüz – 3 – Kısa Bir Özet ve Basın Metnimiz

3 Aralık 2011 akşamı saat 20:00’da, önceden ilan ettiğimiz üzere “Birimiz Üşüyorsa Hepimiz Üşürüz” etkinliği için, Taksim meydanında evsiz vatandaşlarımızın sorunlarını kamuoyunun gündemine taşımak maksadıyla toplandık. 300’ü aşkın kişinin katıldığı etkinliğe basın açıklamamızı okuyarak başladık. Basın açıklamasını üç arkadaşımız okudu.

Etkinliğimize destek verenler arasında Ümit Aktaş, İhsan Eliaçık, Numan Kurtulmuş, Zeki Kılıçaslan ve Mehmet Bekaroğlu gibi kamuoyunun tanıdığı isimler de bulunmaktaydı.

Basın açıklamasının ardından Ümit Aktaş, Numan Kurtulmuş ve evsiz arkadaşlarımız kısa konuşmalarla duygu ve düşüncelerini dile getirdiler.

Evsizler için evsizlerle beraber sabahlama etkinliğimiz gün doğana kadar Taksim meydanında sürdü.

Çeşitli gazete ve internet sitelerinde etkinlikle ilgili çıkan haberleri buraya koymayı uygun gördük:

 
 
 
 
 
 

Basın açıklamamız aşağıdadır:

Basına ve Kamuoyuna;

Evsiz ve sokakta yaşayan insanlarımızı biraz olsun kamuoyunun gündemine taşımak, kendileriyle empati kurulmasını sağlamak ve yetkililer başta olmak üzere tüm toplumu bu konuya ilişkin harekete geçirmek için yaptığımız etkinliklerin üçüncüsünü gerçekleştiriyoruz. 8 sivil toplum kuruluşu olarak bu etkinliği organize ettik, tüm büyük siyasi parti ve STK’ları etkinliğimize davet ettik ve bu akşam burada bir araya geldik.

Evet, sokakta yaşayan evsiz insanlar uzak batı ülkelerinde görüp duyduğumuz bir olgudan ibaret değil. Burada, yanı başımızda da giderek büyüyen, büyümekte olan derin bir sosyal yara. Biraz düşünür, hafızamızı yoklarsak evsiz insanlarla karşılaştığımız anlar muhtemelen gözümüzün önüne gelecektir.

Evsizlere dair ülkemizde ciddi bir araştırma yapılmış değil, ancak bizlerin gündelik gözlemleri, evsizlerin sayısının giderek artma eğiliminde olduğu yönündedir. Bu durum bizleri korkutmakta. Evsizlerin sayısına dair elimizdeki somut veri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçtiğimiz Ocak ayında açtığı spor salonunda verdiği hizmetten yalnızca iki ay içinde yararlanan insan sayısıdır. Belediyenin verdiği sayı 2.187’dir. Bu salona gitmeyen, gidemeyen, çeşitli sebeplerle gitmek istemeyen evsizleri ve literatürde gizli evsiz diye tabir edilenleri eklediğimizde bu sayının çok daha artacağı kesindir. On beş yıldır evsizlere yönelik faaliyet yürüten Şefkat-Der gönüllülerinin İstanbul için tahmini 7.000’dir.

Evsizler sokaklarda, parklarda, yıkıntı köşelerinde, cami avlularında, yaz-kış, gece-gündüz demeden çok ağır şartlarda yaşam mücadelesi veriyor. Şiddete, tacize, tecavüze maruz kalıyor. Üşüyor, hastalanıyor, donarak ölüyor. Organ mafyasının hedefi haline geliyor. Ancak bu zor şartlarda yaşayan barınmasız, evsiz insanlarımıza toplum ve devlet tarafından yeterli ilgi ne yazık ki gösterilmiyor. 2011 yılının ilk gecesinde sokakta donarak hayatını kaybeden 63 yaşındaki evsiz Şerafettin Akgül’ün senesi dolmadan, bu sene İstanbul’daki ilk ölüm haberi 16 Ekim günü Şişli’den geldi.

Sokakta yaşayan insanlarımız yılın 365 günü, günün 24 saati sokağın bütün zalimlikleriyle yüzleşmek ve boğuşmak durumunda. Bu katlanılması imkansız günlük hayat kimi evsizlerimizin akıl sağlıklarını giderek yitirmelerine sebep oluyor.

Bu kaygılarla evsizler konusunda bir şeyler yapma ihtiyacı duyduk ve bir grup sivil toplum kuruluşu olarak bir araya geldik. Toplumun en mağdur kesimi olan ve bu durumlarını yüksek sesle dile getiremeyen evsizlerin sesi olmak istedik.

Derdimiz evsizlerin son derece yakıcı, acil ve varoluşsal sorunlarını kullanarak bir takım başka amaçlara ulaşmak falan değildir. Bu ithamlarla ve zanlarla düşünenleri insafa ve kendi sorumluluklarını hatırlamaya çağırıyoruz. Ortada ciddi bir insani sorun vardır ve İstanbul başta olmak üzere Ankara ve Bursa hariç tüm büyük şehirlerimizde, görebildiğimiz kadarıyla soruna dair somut bir adım atılmamaktadır. Bu atalet ve görmezden gelmenin bedeli çok ve çok ve çok ağırdır. Biz bu bedelden ürküyoruz. Bizi eyleme sevk eden saik bundan ibarettir.

29 Ekim ve 5 Kasım akşamları basın açıklamaları yaptık ve ardından evsizlere dikkat çekmek, empati kurmak ve empatiyi yaygınlaşmak için evsiz arkadaşlarımızla da beraber sokakta sabahladık. Geçtiğimiz haftalarda konuya ilişkin bir rapor kaleme aldık. Raporda ülkemizdeki evsizlerin durumunu anlattık, Avrupa Birliği ülkelerinden evsizlere yönelik örnek uygulamalara dair bilgiler verdik ve taleplerimizi ortaya koyduk. Konuyla ilgilenenlerin, mütevazi olmakla birlikte konusunda şimdilik ilk örnek olan raporumuzu incelemelerini temenni ederiz.

Bu rapor için yaptığımız araştırmada şunu gördük: İlgili devlet kurumları ortada bir evsizler sorunu olduğunun farkında. Sıkıntı ise uygulamada. Aşağıdaki dokuz nokta bunu ortaya koyacaktır.

1. 2003 yılında İçişleri Bakanlığı’nın 07 numara ile yayınladığı genelgesinde her ilde en az bir tane olmak üzere evsizlere sığınma merkezlerinin açılması talimatı yer almaktadır.

2. Beyoğlu Kaymakamlığı 2003 yılında sürekli açık olan bir evsizler evi açmıştır. Ancak bu evin kapasitesi 18 kişiliktir ve prensip olarak evsizler en fazla 15 gün süreyle misafir edilmektedir. Dahası bu ev ne yazık ki 2011 yılının bahar aylarından bu yana tadilat gerekçesiyle hizmet vermemektedir.

3. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’nün 19-21 Nisan 2004 tarihinde Ankara’da düzenlemiş olduğu I. Sosyal Hizmetler Şûrası’nda alınan kararlardan birinde şöyle denmektedir: “Sosyal hizmet kuruluşları, başta büyük şehirler olmak üzere, evsiz ve kimsesiz olup sokaklarda yaşayanlar için, sürekli hizmet verecek gece barınma evleri kurmalıdır.”

4. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2004’ten beri, kışın soğuk aylarında iki ila üç ay süreli olmak üzere evsiz vatandaşlarımızı bir spor salonunda misafir etmektedir. Bu hizmet muhakkak ki önemli bir adımdır, ancak bunla beraber yetersiz olduğu bizce açıktır.

5. 2009 yılının Aralık ayında dönemin devlet bakanı Selma Aliye Kavaf tarafından Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’na ek yapılmasına ilişkin bir kanun taslağı hazırlanmış ve bu taslak basına yansımıştır. Taslakta evsizlerin sayısının ekonomik krizle beraber arttığına dikkat çekilmiş ve şöyle denmiştir: “Sokakta yaşamak zorunda kalan 18 yaş üstü bireyleri yaşamlarını tehdit eden risklerden korumak ve temel gereksinimlerini karşılamalarını sağlamak için hizmet veren, kendi istekleri ile kalıp ayrılabilecekleri yatılı sosyal hizmet birimlerinin kurulması karara bağlandı.” Ancak söz konusu kanun taslağı ne yazık ki yasalaşmamıştır. Bu tasarının neden yasalaşmadığını anlamak mümkün değildir.

6. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Nisan 2010 tarihinde kaleme aldığı son derece önemli ve ibret verici raporda, AŞTİ’de yaşayan evsizlerin perişan halini ayrıntılarıyla tasvir etmiş, devletin acilen sürekli hizmet veren, kalıcı ve nitelikli misafirhaneler açması gerektiğini belirtmiştir.

7. Ankara Valiliği 2010’un Aralık ayından Haziran 2011’e kadar açık olan bir evsizler evi açmış ve hizmet vermesini sağlamıştır. Bu süre zarfında söz konusu evden 924 evsizimiz yararlanmıştır. Sevindirici olan bir diğer gelişme, Ankara’da bu sene de geçtiğimiz Kasım ayı içinde evsizlerin barınması için iki otel şimdiden hizmete sokulmuştur.

8. Bir diğer sevindirici gelişme Bursa’da gerçekleşmiştir. Büyükşehir belediyesi altı ay açık olacak bir evsizler evini henüz geçtiğimiz Kasım ayında hizmete açılmıştır.

9. İstanbul Valiliği Özel Kalem Müdürlüğü “Sokakta Yaşayan Vatandaşlar” ismiyle 2011’in kış aylarında bir iç yazışma yayınlamış, evsizlerin sorunlarına dikkat çekmiş, evsizlerin “sağlık kontrolünden geçirilmesi, temizlik, iaşe ve ibatelerinin yaptırılması, kabul şartları tutanların sosyal hizmet kurumlarına yerleştirilmesi” talimatı vermiştir. Ancak söz konusu yazışmanın ciddi bir etki yarattığını söylemek zordur, zira İstanbul’da Ankara ve Bursa’dakine benzer bir ev açılmadığı gibi, tadilattaki Beyoğlu Evsizler Evi halen kapalıdır. İstanbul’da bırakalım evsizleri yerleştirecek bir yer bulmayı, yardımcı olunmak istenen bir evsizle ilgilenecek bir devlet görevlisi bulmak bile halen çok ama çok zordur.

Evsizler, açlık ve açıklığı bizden sorulacak komşularımızdır. Ankara ve Bursa’da altı aylık da olsa evsiz merkezleri açılmışken, İstanbul gibi on iki milyonluk bir kentte hiç bir merkezin bulunmamasını, biz anlayamıyoruz. İstanbul’da en kısa sürede Ankara ve Bursa’dakine benzer evsiz merkezlerinin açılması en acil ve temel talebimizdir.

Dünyanın en büyük yirmi ekonomisi içinde olmakla övünen bir ülkenin, evsizlerine sahip çıkmak için kaynak ayırmakta zorluk çekmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu temel talebimizi takiben şunların yapılmasının gerekli olduğuna inanıyoruz:

  • Ankara ve Bursa’da evsizlere yönelik olarak verilmeye başlanan altı aylık hizmetin İstanbul başta olmak üzere diğer büyükşehirlerde de uygulanmaya başlaması.
  • Bu hizmetin yılın altı ayıyla sınırlandırılmaması, yılın tamamında verilmesi. Zira havalar ısındığında evsizlerin hayatlarındaki onca sorundan sadece biri, yani soğuk ortadan kalkmakta, ancak diğer sorunlar aynen sürmektedir.
  • Akıl sağlığı yerinde olmayan evsizlerin tedavilerinin ilgili hastaneler ya da özel rehabilitasyon merkezlerinde ücretsiz olarak yapılması.
  • Sokakta yaşayan insanlarımızın kurulacak bu evsiz merkezlerine vatandaşların arayıp bildirmeleri suretiyle aktarılabilmesi için bir telefon hattı hizmetinin kurulması.
  • Evsizlerin toplumsal yaşama kazandırılmaları ve evsizliğin oluşumunu engellemek için, barınma hakkının asli bir hak olduğu anlayışıyla uzun vadeli bir strateji geliştirilmesi.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi, AK-DER, Emek ve Adalet Platformu, Hür Beyan Hareketi, Kalplere Sevinç Bırakanlar İnsiyatifi, Mavera Gençlik Hareketi, Özgür Açılım Platformu ve Sosyal Haklar Derneği

1 Response

  1. 14 Ekim 2013

    […] meselesine ilişkin olarak sokakta sabahlama eylemleri (29 Ekim 2011, 5 Kasım 2011 ve 3 Aralık 2011) yapıldı, Şefkat-Der’in Tophane’de Aralık 2011’de açılan eve destek amaçlı […]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir