Furkan Vakfı Gönüllüleri Saraçhane’de Basın Açıklaması Yaptı

Dün Saraçhane Meydanı’nda yaklaşık 3 yıldır itibarsızlaştırılmaya çalışılan Furkan Vakfı gönüllüleri ev sahipliğinde Yargı Reformunun Gerekliliği konulu bir basın açıklaması gerçekleşti.

30 Ocak 2018 günü yapılan baskınla mühürlenen, üyeleri tutuklanan, yurdu kapatılan Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfına yönelik soruşturma kapsamında, kurucu başkan Alparslan Kuytul’un da aralarında yer aldığı 45 sanık hakkında, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek”, “özel belgede sahtecilik”, “dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık”, “kamu kurum ve kuruluşları ve benzeri tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık”, “mal varlığı değerlerinin gayrimeşru kaynağını gizlemek” suçlarından 3 yıldan 21 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.

Ağır Ceza Mahkemesince görülen ilk duruşmada, tutuklu sanıklar Veysel Dörtgöz, Alparslan Kuytul ve Ali Alagöz’ün yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verilmişti. Ancak Adana Cumhuriyet Başsavcılığı adına duruşma savcısının, tahliye kararına ilişkin Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesine itirazı üzerine, sanıklar Alparslan Kuytul ve Ali Alagöz’ün tekrar tutuklanması kararlaştırılmıştı. Kuytul ve Alagöz 20 aya yakındır tutuklu yargılanıyor. Haklarındaki dosyanın suç dosyası değil sus dosyası olduğu bağımsız avukatlar ve vakıf gönüllülerince dillendiriliyor.

Basın açıklamasında yargının bağımsızlığının sağlanması, yargı üzerindeki siyasi baskının derhal çekilmesi, bir rövanş sopası olarak kullanılmasının derhal kesilmesi çağrısında bulunuldu. Hukuksuz iddianameler, daha delil toplanmadan karar verilen ve itirazları değerlendirmeyen uzun süreli tutuklamalar ile yürüyen yargı mağdurları, KHK ile işten atılıp mahkemede aklanmasına rağmen işe alınmayan insanlar ve tutuklu gazeteciler için derhal ve kimlik gözetmeksizin adalet çağrısında bulunuldu. Açıklamanın ardından gerçekleştirilen söyleşide Kuytul’un avukatı Adem Tural; vakıfta senede 1 kere gerçekleşen bağış gününün ertesi günü yapılan operasyonda el konan ve daha operasyon bitmeden basına “kaynağı belli olmayan para” olarak yansıtılan makbuzlu bağışlar da dahil dosyaya sunulan tüm aleyhe delillerin teker teker asılsızlığının ispat olunduğunu, her ne kadar hukuki öngörülebilirlik olmasa da 6 Eylül’deki sonraki duruşmada Kuytul ve Alagöz için karar duruşması olma ihtimalinin yüksekliğinden bahsetti. Önceki tutukluluk incelemesinde nöbetçi hakimin tutumundan, kararın çoktan verilmiş olduğu, bu nedenle duruşmanın 6 Eylül gibi öncekilere göre yakın bir tarihe verildiği izlenimine kapıldığını ekledi.

Basın açıklamasından: 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir