Saraçhane’de Mücadele ve Göçmenlerle Dayanışma Sofrası

30 Nisan Cumartesi günü iftarımızı; dünya nimetlerini parselleyenlere, halklar arasında düşmanlık yayanlara karşı buluşup eşitlenmek, ırkçılığa karşı direnmek ve dayanışmak için Saraçhane Parkı’nda Tarlabaşı Dayanışma ile emek verdiğimiz yeryüzü sofrasında gerçekleştirdik. Bizimle buluşan dostlarımızla ve ayrıca davetimize icabet eden göçmen dostlarımızla dayanışma sofrasında iftarımızı ettikten sonra okuduğumuz bildiriyi ve duamızı ilginize sunuyoruz.


Bildirimiz

Allah’ın arzı imtiyazlı olanlarla olmayanları, kardeşleri, aileleri ve milletleri bölmek için çelik tellerle sarılmış durumda. Her coğrafyada emperyalist güçler savaşların bedelini mülksüzlere, yoksullara bindirmeye çalışıyor.
Milyonlar mülteci/göçmen olarak yaşama tutunmanın peşinde, yönetenler ve ırkçılar ise bu vahşetten yine mültecileri sorumlu tutuyor. Unutulmamalıdır ki bugün evinden uzaktaki topraklarda yaşamını sürdürmeye çalışan göçmenler, evlerini yitirenler ya da geleceksizleştirilenlerdir.


Hiçbirimizin kaderi ya da muhtemel akıbeti bu anılan durumdan uzakta değil. Buna rağmen siyasal iktidar ve onun taşeronu gibi hareket eden STK’lar, mülteci dostlarımızla bir eşitliğin değil veren el-alan el hiyerarşisinin kurulduğu sahte ensar-muhacir ikilikleri üretiyor. Hatta göçmenlerin ucuz emeği hiçbir denetime tabi tutulmadan “büyüyen Türkiye’nin” çarklarında sömürülüyor. Günü geldiğinde AKP hükümeti hiç çekinmeden tüm göçmenleri Edirne sınırına, ölüme zorla yollayabiliyor.


Tüm bunlara karşın, şovenist-ulusalcı muhalefet tam gaz göçmen karşıtlığını körüklüyor, adeta ırkçılığın ve faşizmin çağrısını yapıyor. Bu dil ve nefretle örgütlenmek istenenin ne olduğu açık. Tüm vicdan sahiplerine hesabın kime sorulması gerektiğini tekrar hatırlatma gereği duyuyoruz.


Dünyayı parselleyip bizi yoksullaştıran, işsizliğe adaletsizliğe mahkum eden yerinden edilen milyonlar değildir. Bu gidişata itiraz etmeyen, emeğin sömürüsüyle zenginleşen bir avuç kimsedir bu geleceksizliğin mimarı. İnsanları haysiyet sahibi kimseler olarak görmek yerine onları bir koz, bir iktidar devşirme aracı olarak gören siyasal iktidar ve insanlıktan nasibini almamış ırkçı muhalefettir.


Bizler polis kurşunuyla ölen Ali Hemdan’ı, geri gönderme merkezinde korkunç koşullardan ötürü hastalığı atlatamayan Fodey’i kardeşimiz bilmeye devam edeceğiz. Onların ahı için mücadeleyi büyütelim! 

 

Duamız

Amin!

Rabbimiz, tutmuş olduğumuz orucu kabul et. Geçirdiğimiz Ramazan’ı ve önümüzdeki bayramı bizler ve tüm insanlar için mübarek kıl. En başta mutluluğa ve huzura en çok ihtiyaç duyan mazlumlar için, bayramımızı bayram eyle!

Rabbimiz, bizleri huzurunda saf tutarken bir ve eşit olduğumuz gibi dünya hayatının zulmü ve kötülükleri karşısında da bir ve eşit kıl!

Rabbimiz herkese yetecek şekilde gönderdiğin dünya nimetlerini emrettiğin gibi hakça ve adilce bölüşebilmeyi nasip et bizlere.

Rabbimiz, insan nankördür, içimizdeki nankörleri ıslah et. Sen bizleri farklı dillerde ve renklerde yarattın, içimizden bazıları farklılıklarımızdan kibir devşirdiler. Üstünlük sadece takvada iken onlar kendilerini üstün saydılar. Onları ıslah et Rabbimiz! Bizleri onların ıslahına vesile kıl!

Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz. Bizlere hiçbir yaşatılmışın diğerine kulluk etmediği, diğerini kendine kul görmediği bir günü nasip et. O gün için mücadele edecek sabrı ve sebatı nasip et.

Rabbimiz, bizleri ensar-muhacir kardeşliğinde birleştir, dayanışma ve paylaşma ile güçlendir!

Yeryüzünde kibirlenerek yürüyenlerden eyleme bizleri, kibre ve zulme karşı mücadele edecek direnme gücü ver.

Rabbimiz bizleri dosdoğru yola ilet, dalalette uğrayanların ve sapanların yoluna değil.

Velhamdülillahi rabbil alemin el Fatiha!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir